Evet pandemiydi, koronaydı derken eğitim durma noktasına geldi ama konular ilerlemeye devam etti. Ve şimdi oturup matematik dinlerken başka bir dünyadan gelen bir mesaj gibi çözmeye çalışıyorsunuz ama bu şifreli mesaj çözülebilecek gibi görünmüyor. Bunun birinci sebebi temeliniz yok değil. Birinci sebeb her zaman hedeftir.
Koronaydı pandemiydi diye siz bahaneler sunarken hedefi olan birileri de, tamam pandemi var ama ben ne yapabilirim diye kendilerine sordular ve çalışmaya devam edebildiler. Ve şimdi siz uzaylılardan gelme bu şifreli matematik mesajını anlamlandırmaya çalışırken onlar keyf alıyorlar. Hedefiniz olmazsa bahaneniz olur.
Peki yazıya döktüğünüz, her gün görebileceğiniz bir yere astığınız bir hedefiniz var ama bu yeterli mi? Bir de nedenleriniz olmalı. Yani ailenizin refah seviyesini mi artırmak istiyorsunuz ya da ailenizin refah seviyesi iyi ama kendi kararlarınızı artık kendiniz mi vermek istiyorsunuz. Ailenizden bağımsızlaşmak mı istiyorsunuz, bıktınız mı anne baba dırdırından. Oh çok iyi. İşte sizin de sağlam bir nedeniniz var. Ülkede işsizlik almış başını gidiyor mu, öyleyse daha iyi okumak için bir neden daha. Sadece okumayacaksınız bir de okuduğunuz dalda en iyi olmalısınız. Tahmin edebileceğiniz gibi en iyiler işsiz kalmaz. İçinde bulunduğunuz tüm olumsuzluklar sizin nedenleriniz.
Hedef ve nedenler bize canımız ders çalışmak istemediğinde niye çalışmaya devam etmemiz gerektiğini hatırlatır. Motivasyon verir. Ancak eğer kendine inancınız yoksa bu motivasyon da çabucak söner gider. O yüzden Hedefi, nedenleri olan birinin bir de çok çalışırsa hedefine ulaşacağına dair kuvvetli bir inancı olmalı. Yani olumlamalar. Kendinizi olumlamalısınız, “ben matematikte en iyi olacağım”, “ben okulun birincisi olacağım”, “ben öğrenmeye ve çalışmaya hazırım” diye kendinizi olumlamalısınız. Hatta her şeyin başının sevgi olduğu da hatırlanırsa, “ben kendimi seviyorum” demelisiniz sık sık. Çünkü insan hedefi nedeni ve pozitif bir tutumu varsa başarılı olmaya hazırdır. Düştüğü zaman kalkmayı bilir, yanlış yaptığı zaman doğrusunu öğrenmeye gayret eder. Hatalarından kaçmaz, hatalarıyla yüzleşebilir. Çünkü yanlışlarını doğruya çevirecek içsel motivasyonunu elde etmiştir. Öğretmenlerin çocuğun içinden gelecek bir kere dedikleri budur.
Hedefler, nedenler ve olumlamalarımızı hallettiysek şimdi matematik konuşmaya başlayabiliriz.
Bir kere nasıl gitar öğrenmek isteyen birine ödev olarak ilk parmak alıştırmaları veriliyorsa, matematikte temelim yok diyen birinin de ilk ödevi saymalardır. İkişer, üçer, dörder, beşer,….onar, onbirer, onikişer,…yirmişer,…yirmibeşer. Bunları zihinden saymanız, hatta bu konuda hızlı olmanız lazım. Sonra çarpım tablosu zaten aklınızda olmalı ve yine sayıların 25 e kadar karelerini ezbere biliyor olmanız gerekmektedir. Bu matematiğe zihninizde yer açacak ve anlatılanları takip edecek zihinsel gücü size sağlayacaktır. Devamında öğrenmeniz gereken her şeyi de sitemde size tek tek açıklayacağım, beni takip etmeye devam edin.
Ah, en önemli şeyi unuttum. Beslenmenize dikkat etmeniz gerekiyor, tabi bu daha çok ailenin görevi gibi. Yani B grubu vitaminleriniz eksikse dersin başına uzun süre oturamazsınız, dikkat sorunu yaşarsınız mesela. Yine C ve D gibi vitamin eksiklikleriniz varsa çok çabuk hasta olursunuz ve yine ders çalışamazsınız. Enerjiniz eksik olursa zaten canınız hiçbir şey yapmak istemez. Yani matematikte veya herhangi bir şeyde başarılı olmak için en temel şey beslenmemize dikkat etmekmiş. 🙂